Yedin ekini kuruttun toprağı,bereketi kaçtı ,her zamanki gibi oldun zeytinyağı.
Toprağın ağasısın, nedir ederin , görüyorum en çok ağlayan da sensin.
Çok dedim verdin eline yetkiyi, atadın kümese tilkiyi, işin içinden çıkabilir misin çık şimdi.
Yavaş yavaş konuşunca haklı mı çıkıyorsun , seni dinlerken inan yoruluyorum.
Bazısı da bağırız sözüm ona, haklı çıkamazsın bağırıp çağırsan da.
Yağmur yağdı bu sene ekinlerin çürüyecek , güvendiğin dağlar seni üşütecek.
Çekirgeye bile üç hak vermişler , sen sıçra üzerini kalın kalemle çizmişler.
Eğilin artık milletten yükselen sese , biri de desin artık, diyenin derdi ne.
Yapmadığımıza yaptı dedin olmadı ,yaptıklarımıza yapmadı dedin hala doymadın.
Temiz sayfa aç çok şey değişir , kirli ağzın tazyikli suyla temizlenir.
Hiç mi memnun olmazsın bir kez şükür de, buzlu badem var bilesin geride.
Altından akan ırmaklar var müjdelenmişsin , ateşlerde yanmak ama senin derdin.
Oranın ateşinde yanarsın kor olursun , dönüş yok tamuda sonsuz kalırsın.
Yapılan her şey acunda da karşımıza gelsin , terazi şaşmaz ki nereden bilesin.
Deli sorular bitmiyor ki döner durur kafamda , sözüm kimseye değil sadece sana.
Hayat geçiyor hem de çok hızlı , maziye bir bakıver sana neler anlattı.
Her sabah yeni güne kalkıyorsun , fesatlığın yedi bitirdi seni uyuyamıyorsun.
Doldu ortalık görgüsüzler fenomenler, ay sonu gelmiyor senden ne haber.
Kafana taç yapardın paracıklarınla, şimdi ellerinde kelepçe bir o yana bir bu yana.
Doğum gününde ferrari alıyor ,tepsiler dolusu altın, elli yaşındayım kaynağı nereden şaştım.
Deli konuşur çenesi yorulur ,adalet elbette ki sizleri de bulur.
Kaldı elinde tokmağı çok vurdun davula , şimdi vur babam vur darbukaya zurnaya.