Bazısına çok kolay gelir yazmak, çizmek , bir şeyler karalamak. Hele bir de ilham gelmişse.
Ama bir şeyler karalarken karalamamak ,yaralamamak işte en güzeli budur .
Dilin kemiği yok meydan senin ,klavye senin,kağıt ,kalem senin, evet bu kolaydır, ne de yazılır ama. Yıkıp yakmak, bağırıp çağırmak , senden başkasını dinlememek ,yok saymak, önünü arkasını düşünmemek. oh ne ala .
Yazılır belki ,yazanlar vardır elbette , kırıp döktüklerini toparlayamazsan olmaz. Belki bir vicdana dokunacaktın , o vicdanı kör yaptığının gözlerini açmazsan hiç olmaz.
Belki de sen demiştin olacak. Buydu hani doğrusu ,hani söz vermiştin , hani güzel olacaktı her şey . Bir sürü “hani”ler….. Sonuç kocaman hayal kırıklığı.
Her şey düzelir yerine konur ,konur da ; bir kalp kırıklığı ,bir de hayal kırıklığı bunlara ne çare. O halde o yazan , çizen ,bir şeyler karalayan dikkat edecek işte ,ne insanların hayalleriyle oynayacak ne de boş hayallere kapılmasına fırsat verecek. “Hani”lere fırsat vermeyecek, yok edecek.
Onun için yazdığın bir yazı ,çizi ,adı hadi bir şeyler karalamak olsun bir kişiye dahi ulaşıyorsan cümlelerini seçeceksin ,dikkatli olacaksın.
Söz var gelir kalpten, çıkar ağızdan, yine gider kalbe , söz var yine çıkar ağızdan , bu defa gider de oturur yüreğine.
Commentaires